harut ve marut

  1. harut ile marut kuran'ı kerim'de bakara süresinin 102. ayetinde adları geçen iki melektir:

    "ve onlar, süleyman'ın mülkü (nübüvveti) hakkında şeytanların anlattıklarına uydular. süleyman inkâr etmedi; ancak şeytanlar inkâr etti. onlar, insanlara sihri ve babil'deki iki meleğe harut'a ve marut'a indirileni öğretiyorlardı. oysa o ikisi: "biz, yalnızca bir fitneyiz, sakın inkâr etme" demedikçe hiç kimseye (bir şey) öğretmezlerdi. fakat onlardan erkekle karısının arasını açan şeyi öğreniyorlardı. oysa onunla allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezlerdi. buna rağmen kendilerine zarar verecek ve yarar sağlamayacak şeyi öğreniyorlardı. andolsun onlar, bunu satın alanın, ahiretten hiçbir payı olmadığını bildiler; kendi nefislerini karşılığında sattıkları şey ne kötü; bir bilselerdi."

    bu ayetle işin kaynağını tesbit ettikten sonra mevzunun en gözalıcı ve kendini dinlettiren kısmını içeren efsaneye geçmek yerinde olacaktır ki, bu söylenceler israiloğullarının metinlerine dayanılarak ballandırılmıştır:

    harut ile marut iki melektir hak katında, bu melekler insanların işledikleri günahları görünce bir gaflette bulunup, kendilerinin onların yerinde olsalar böyle günahlar işlemeyeceklerini beyan ederler, allah kendilerininde tende olsalar aynı günahları sergileyeceklerini söyler, onlar halen "hayır olmayız biz böyle" lafzında ısrar etmektedirler, bu sözlerine dayanılarak, tene girdirdiği melekleri babil şehrine insan suretinde indiren allah*, verdiği sihir ilmi sayesinde meleklerin şehirde adaletli ve ünlü bir kadı olmalarını lütfeder.
    şehirde namları yayılan harut ve marut'a başvurular gün geçtükçe artmakta gelen giden makamlarına eksik olmamaktadır, bir zaman zühre adında güzeller güzeli evli bir hatun adaleti ile ünlü harut ve marut'a başvurarak, kocasının kendi hakkını yediğini iddia ederek ondan ayrılmak istediğini beyan eder, bu ayrılığı sağlayan harut ve marut ile zühre'nin münasebetleri ileri derecede aşk düşkünlüğüne dönüşür ki; bu durumu bizatihi zühre planlamıştır kadıların bu olağanüstü durumundan şüphelenerek*.
    melekler arşı alaya yükselirken ismi azam duasını okuyarak yükseldiklerinden, insan soyundan olan zühre bu mevzuyu bildiğinden ismi azam'ı öğrenmeye can atmaktadır. harut ile marut düzenli bir şekilde geceleri bu yükselişi yaparlarken bir gece yanlarına gelen zühre zaten birbiri hakkında kötü düşünmelerini sağladığı aşık meleklere şarap denilen kırmızı öldürmeyen zehri yudumlatmaya başlatmıştır bile ...

    damarlarına sızan şarap, aşıklık denilen dil çözücüyle karışınca, zühre mevzunun özüne iniş yaparak olup biten herseyi öğrenir, herşeyin özü olan ismi azamda bunlar arasındadır ve o gece bu yükselişi yapamayan sarhoş meleklerin yerine duayı zikredince göğe yükselir, hak tarafından olan biten elbette bilinmektedir 3. katta kendisine bir yıldızlık yer hazırlanır ve anılan ismiyle kendisi zühre yıldızı'dır o andan sonra...

    kadılara gelince iki yol secmeleri istenir bu durumu yaşadıkları, yaşattıkları hatta gereksiz iddialara sebebiyet verdikleri için; ya öbür dünyada ceza, yada artık kendi dünyaları olan "en alçak" adlandırmaya denk gelen bu "dünya"da..seçim ikincisidir..
    ceza mı; babil şehrinde ters çevrilmiş vaziyette bir kuyuya sallandırılma durumudur ki halen orda bu durumu andıran ağaç vardır...dünya hayatının kısalığı göz açıp kapama anı kadardır ki bunu en iyi onlar biliyor olsa gerek...
    helede bu günlerde halen yağmalanan babilin durumu, babil devlet başkanının bu dünyada asılarak idam ediliyor oluşu, gökte halen parlayan zühre yıldızı...

    (deep 13.01.2007 07:12)


Vampircik - 2005 - 2015

sözlük hiçbir kurumla bağlantılı olmayan birkaç kişi tarafından düşünülmüş bağımsız bir platformdur. sözlük içerisindeki yazıların tüm sorumluluğu yazarlarına aiittir. sözlük bu yazıların doğru olduğu hakkında bir teminat vermez. yazılan yazıların telifi bize ait değildir, çalınız çırpınız ama kaynak gösteriniz.

sözlük sistemi ile geliştirilmiştir.